Gazze’de işgal güç İsrail’in saldırılarında öldürülen sivil sayısı son 24 saatte 243 artarak 10 bin 812 oldu. Öldürülenlerin 4 bin 412’si çocuk, 2 bin 918’i kadın. Tam abluka altındaki Gazze’de can kaybı hızla artarken terör devleti İsrail’e karşı Batılı ülkelerdeki siyasilerin ve kamu görevlileri korku bariyerini aşmaya ve tepkilerini yüksek sesle dile getirmeye başladılar. Batılı kamuoyunda yükselen Filistin yanlısı dalga ve Gazze’den gelen soykırım görüntüleri karşısında, İsrail’e yönelik yaptırım hatta siyasi bağların gözden geçirilmesi artık açıkça söyleniyor. Son olarak Belçika Başbakan Yardımcısı Petra de Sutter, hükümete İsrail’e yönelik yaptırımlar uygulanması ve mülteci kampları ile hastanelerin vurulmasının soruşturulmasını talep etti.
Belçika’nın Niewsblad gazetesine konuşan Belçikalı siyasetçi de Sutter, İsrail’e yaptırım uygulanmasının zamanı geldi. (Gazze’ye) yoğun bombardıman insanlık dışı” tepkisini gösterdi. De Sutter, Avrupa Birliği’nin ivedi olarak, İsrail ile daha iyi ekonomik ve siyasi işbirliğini hedefleyen ortaklık anlaşmasının sona erdirilmesi gerektiğini de belirtti.
İspanya Sosyal Haklar ve 2030 Ajandası Bakanı ve aşırı sol görüşlü Podemos Partisinin lideri Ione Belarra, İsrail’i kınamayan sağ görüşlü partileri ve İsrail’e karşı harekete geçmeyen kendi hükümetini eleştirdi. “Filistin’de gördüklerimiz İsrail tarafından yapılan bir soykırımdır. Etnik temizliktir. Tüm halkı imha girişimidir” diyen Belarra, İspanyolların bu soykırımın bitmesini isteyen bir barış halkı olduğunu ve İspanyol hükümetinin hemen “İsrail ile diplomatik ilişkileri kesmesi gerektiğini” kaydetti.
İskoçya ve Kuzey İrlanda’dan sonra bir başka Britanya ülkesi Galler’den de İngiltere’ye örnek olacak Filistin’e destek kararı geldi. Galler Bölgesel Parlamentosu (Senedd), Gazze’de acil ateşkes çağrısı yapan önergeyi 24’e karşı 19 oyla kabul etti. Plaid Cymru lideri Rhun ap Iorwerth, parlamentoda yaptığı konuşmasında, tüm üyeleri kalıcı barış için ses çıkarmaya çağırdı. İsrail’in Filistinlileri toplu cezalandırma yöntemlerini “İnsanlık dışı ve adaletsiz” olarak yorumlayan ap Iorwerth, “Her ne kadar uzaktan bakıyor olsak da Galler’de durumdan doğrudan etkilenen ailelerin olduğunu unutmamak önemlidir. Acı İsrail veya Gazze ile sınırlı değil” dedi.
Eski Fransa Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Dominique de Villepin de France Info’ya verdiği söyleşide, İsrail başbakanı Binyamin Netanyahu’nun politikalarının Filistin topraklarında işgal ve kolonileştirme politikalarına cesaret verdiğini belirtti. Gazze’yi bombalamanın gerekçesinin doğru olmadığını belirten De Villepin, Netanyahu hükümetinin “intikam politikası” izlediğini tepkisini verdi.
İngiliz İşçi Partisi eski Milletvekili Chris Williamson ise TalkTV’ye verdiği röportajda, İsrail’in Naziler’den daha kötü olduğunu ve Gazze Şeridi’nin bir toplama kampına benzediğini söyledi. Williamson, “Gazze’de yaşayan Filistinliler her gün katliama uğruyor. Gazze’de bir ateşkes orada yaşayan Filistinliler için gerekli” değerlendirmesini paylaştı.
Gazze’de katliamı görmezden gelen Avrupa Parlamentosu’nda, ölen bin İsrailli için saygı duruşu yapıldı. Terör devleti İsrail’in Dışişleri Bakanı Eli Cohen, o anları sosyal medya hesabından paylaşarak, AB liderlerinin Hamas’a karşı kendilerine verdikleri destekten memnuniyet duyduklarını söyledi. Cohen, geçtiğimiz hafta gerçekleştirdiği basın toplantısında hiçbir sivili hedef almadıklarını ileri sürse de İsrail savaş uçakları Gazze’de her dakika; hastane, okul, cami, kilise başta olmak üzere sivillerin yoğunlukta olduğu bölgelerde katliam yaparak savaş suçu işlemeye devam ediyor.
Uluslararası kamuoyunun Gazze’de yaşanan soykırım sonrası tek yumruk olarak İsrail’e gösterdiği tepki sonrasında yalnızlaşan işgalci güç destekçileri parayla destekçi devşirmeye çalışıyor. 14 Kasım’da Washington’da düzenlenecek İsrail yanlısı gösteri için beklenen katılımın olmayacağını düşünen ABD’deki İsrail lobileri, gösteriye katılacak öğrencilere 250’şer dolar verileceğine dair ilanlara çıktı. Geçen hafta Eski İsrail Başbakanı Naftali Bennett de, dünya kamuoyunun artık kendilerinden yana olmadığını belirtmişti.
Brüksel merkezli çocuk hakları kuruluşu Eurochild, Avrupa Birliği’ni (AB), İsrail’in Gazze’de özellikle çocuklara karşı işlediği savaş suçlarına karşı durmaya davet etti. Kuruluşun iletişim direktörü Davide Rambaldi yazılı açıklamada, AB’nin uluslararası gelişmeler karşısında çifte standart uygulamaması gerektiğini belirtti. Açıklamada ayrıca AB’nin tüm kurumları ile üye ülkelerinin diplomatik nüfuzlarını, ateşkes, insani yardıma sürekli erişim ve sivillerin toplu cezalandırılmasında rol oynayanların hesap verebilirliğinin sağlanması için kullanması istendi. Açıklamada, “AB yöneticilerini İsrail’in Filistin halkına, özellikle de çocuklara karşı işlediği savaş suçlarına ve toplu cezalandırmalara karşı durmaya çağırıyoruz. Yaratılan korku ve dehşet duygusundan en çok etkilenenler çocuklardır” ifadeleri kullanıldı.
Finlandiya’da sanatçılar ve çok sayıda sivil toplum kuruluşu (STK), hükümetlerinin, Gazze’de ateşkes çağrısında bulunması için imza kampanyası başlattı. Finlandiya Kadın Dernekleri Birliği, Uluslararası Af Örgütü Finlandiya, Finlandiya’da Filistinli Sesler, sosyal ve beşeri bilimler alanında çalışan araştırmacılar, müze çalışanları, akademisyenler, sanat ve kültür alanındaki profesyoneller Gazze’de ateşkes için ayrı ayrı düzenledikleri imza kampanyalarını duyurdu. İmza kampanyasında da “Birleşmiş Millet (BM) Genel Kurulunda insani ateşkesin desteklenmesi yönünde yapılan oylamada Finlandiya utanç verici bir şekilde çekimser kaldı. Finlandiya liderliğinin insani ateşkesi destekleyen 120 BM üyesi ülkeye katılmasını istiyoruz” ifadelerine yer verildi. Çeşitli STK’ler de benzer şekilde ifadeler kullanarak Başbakan Petteri Orpo’ya çağrıda bulundu. Kampanyalara binlerce imza atıldı.
